Suriye İçişleri Bakanı Muhammed el-Rahmun, Türkiye'nin başkenti Ankara'ya yaptığı resmi ziyaretle iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden şekillendirme çabalarına büyük bir ivme kazandırdı. Cumartesi günü gerçekleştirilen bu ziyaret, Türkiye ve Suriye arasındaki güvenlik işbirliği, göç politikaları ve bölgesel istikrar konularını kapsayan önemli görüşmelere sahne oldu. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın da katıldığı toplantıda, her iki tarafın da karşılıklı güven ve işbirliğini artırmak amacıyla atılması gereken adımlar üzerinde duruldu.
Toplantının temel hedeflerinden birinin, Suriye'deki iç savaşın yarattığı insani dramın ve göç krizinin etkilerini en aza indirmek olduğu belirtiliyor. Türkiye, son yıllarda Suriye'den gelen mülteci akını ile başa çıkmakta zorluk çekiyor ve bu sorunun çözümü için Suriye hükümeti ile işbirliği yapma isteğini dile getiriyor. Ayrıca, Suriye'nin kuzeyindeki terör tehdidi ve bunun Türkiye'ye yansıyan güvenlik riskleri de gündemdeki önemli konular arasında yer aldı. Bakan Rahmun'un Ankara ziyareti, bu bağlamda, her iki ülkenin güvenlik güçleri arasında daha yakın bir işbirliği sağlama umudunu taşımakta.
Bu çerçevede tarafların, ulusal güvenliği güçlendirmek adına birlikte hareket etme isteği, özellikle PKK ve YPG gibi terör örgütleri ile mücadelede ortak bir strateji geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye'nin Suriye topraklarındaki terör faaliyetlerine karşı yürüttüğü operasyonlar, bu işbirliği çabalarının ne denli kritik bir sorun haline geldiğini gözler önüne seriyor. Görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, iki ülke arasındaki diyalogun devam edeceğini ve ilişkilerin güçlendirileceğini ifade etti.
Görüşmelerin sonucunda sağlanan ortak metinlerin, hem Türkiye hem de Suriye halkları için olumlu sosyal etkiler yaratma potansiyeli taşıdığı düşünülüyor. Mültecilerin geri dönüşü, iki ülke arasında güvenli bir ortam yaratılması ile mümkün hale gelebilir. Bu süreç, hem Türkiye'deki mülteci nüfusunun azaltılması hem de Suriye'deki savaş sonrası yeniden inşa sürecine katkıda bulunma anlamında büyük bir fırsat sunuyor. Ayrıca, siyasi düzeydeki bu görüşmelerin, bölgedeki diğer aktörlerin de dikkatini çekmesi ve ilginin yoğunlaşması bekleniyor. Özellikle ABD ve Rusya'nın bölgede oynadığı roller, Türkiye ve Suriye arasındaki bu yeni işbirliği modelinin etkilerini artırabilir.
Sonuç olarak, Suriye İçişleri Bakanı'nın Ankara ziyareti, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine değil, aynı zamanda bölgesel güvenliğin sağlanmasına yönelik atılacak önemli adımların da sinyalini veriyor. Gelecek dönemlerde hangi somut adımların atılacağı, her iki tarafın iradesine bağlı olacak. Gelişmeler ışığında, Türkiye ve Suriye'nin uzun zamandır kaybolmuş olan dostluk ve işbirliği bağlarını yeniden kurma çabası, umut verici bir tablo çizmeye aday görünüyor.