Kadına şiddet, günümüzde sadece fiziksel yaralar bırakmakla kalmayıp, toplumsal yapıyı da derinden etkileyen bir mesele haline geldi. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından hazırlanan kapsamlı bir rapor, kadına yönelik şiddeti önleme ve toplumsal farkındalığı artırma yönündeki önerileri masaya yatırıyor. Yeni tamamlanan rapor, ülke genelindeki kadınların güvenliğini artırmak ve şiddetin nedenlerini köklü bir şekilde ele almak amacıyla hazırlandı. Özellikle sosyal medya ve internet fenomenlerinin toplumsal meselelere dair söylemlerinin artması, bu raporda özel bir yer buldu.
Raporda yer alan verilere göre, Türkiye’deki kadınların yaklaşık %38’i hayatlarında en az bir kez fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmış durumda. Bu oran, dünya genelinde dikkat çeken bir istatistik olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanı sıra, kadına yönelik şiddetin büyük bir bölümünün aile içi ilişkilerden kaynaklandığı tespit edildi. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği İzleme Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, bu sorunla mücadelede toplumsal farkındalığın artırılmasının önemi vurgulanıyor.
Raporda sosyal medya fenomenlerine de dikkat çekildi. Özellikle gençlerin etkilenebileceği bu platformlarda, fenomenlerin yapacağı olumlu katkıların önem arz ettiği belirtildi. Komisyon, fenomenlerin sosyal medya hesapları aracılığıyla kadına yönelik şiddet ve cinsiyet eşitliği konularında bilinçlendirme kampanyaları yürütmesini öneriyor. Bu kampanyaların, gençlere ulaşmanın yanı sıra, toplumda kadına şiddete karşı bir farkındalık yaratma potansiyeli taşıdığı ifade edildi.
Son yıllarda sosyal medya, toplumsal olaylara karşı duyarlılığı artıran önemli bir araç haline geldi. Özellikle YouTube, Instagram gibi platformlarda yer alan influencer’lar, geniş kitlelere ulaşabilme kapasitesine sahip olduklarından, bu konuda yapacakları açıklamaların etkisi büyük olabilir. Kadına şiddet konusuyla ilgili olarak belirlenen öneriler arasında, fenomenlerin eğitim programlarına dahil edilmesi ve bu tarz aktivitelerde yer alması da bulunuyor. Eğitimlere katkı sağlayacak olan fenomenler, katıldıkları projelerde toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet karşıtı mesajlar verebilirler.
Dahası, sosyal medya fenomenlerinin kadına karşı şiddet gibi hassas konularda daha fazla ses getirebilmesi için, bu konuda bilgilendirici içerikler üretmeleri teşvik ediliyor. Fenomenlere yönelik atılacak adımların yanı sıra, bu içeriklerin hedef kitleyle buluşması için en uygun yolların belirlenmesi gerektiği de raporda vurgulandı. Video içerikler, infografikler ve canlı yayınlar gibi çeşitli mecralarda bu mesajların daha yaygın bir şekilde iletilebilir.
Meclis raporunda, sosyal medya fenomenlerinin sadece kadına karşı şiddeti ele almasının ötesinde, bu konularla ilgili nasıl epik ve duygusal hikayeler oluşturarak topluma meydan okumaları gerektiği üzerinde de duruldu. Gençlerin ve toplumsal dinamiklerin şekillendiği bu ortamda, şiddete karşı duruşun güçlendirilmesi için yenilikçi yöntemlerin benimsenmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularında sadece kampanya başlatmak değil, bu kampanyaları kalıcı hale getirmek amacıyla daha geniş katılımlı etkinliklerin düzenlenmesi de öneriliyor.
Sonuç olarak, TBMM tarafından hazırlanan bu rapor, kadına yönelik şiddetle mücadelede hem geleneksel hem de modern yöntemlerin bir araya getirildiği kapsamlı bir çözüm önerisi sunuyor. Meclisin, sosyal medya fenomenlerinin bu konuya dahil olmasının önemini vurgulaması, toplumsal farkındalığı artırma noktasında umut verici bir adım olarak kaydedildi. Bu sürecin başarılı olabilmesi için tüm toplumun, kadınların güvenliği için seferber olması ve kadına karşı şiddetin her türlüsüne karşı ortak bir duruş sergilemesi gerekiyor. Fenomenlerin de bu noktada savunuculuk yapmaları, onların sosyal sorumluluk projelerine dahil olmalarının önünü açabilir ve savaşın sadece bir kesim için değil, tüm topluma yayılmasını sağlayabilir.